12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü

0 Yorum

12 Haziran hakkında internette çokça metin bulabiliriz. Hatta belli sayıların, bölgelerin ve iş kollarının grafiğini görebiliriz bu metinlerde. Sayısal veriler çoğu kez aklımızdan uçar.

Sokakta mendil satan bir çocuk gördüğümüzde ”bu çocuk da onlardan biri” der, yola devam ederiz. Mendili satın aldığımızda mı yardım ederiz, almadığımızda mı? Tüm bu sorular eşliğinde bir çocuğun hayatına dokunup dokunmama kararı toplam bir dakikamızı bile almaz. Oysa henüz 18’ini doldurmamışken yaşananlar, koca bir ömrü etkileyecek güçtedir.

Çıraklık yapan bir çocuk gördüğümüzde ”helal olsun ne çalışkan çocuk” der, ailesini tebrik ederiz. Hayata hazırladığını düşünürüz çünkü çocuğunu. Oysa hayat çocuklara çok daha farklı ve güzel şeyler hazırlamıştır. Oyun gibi, sevgi gibi, okul gibi.

Pazarda türlü şirinlikle, ince sesiyle bize bağıran o çocuk. Pazar alanında kartonların üstünde uyuyakalan o çocuğun fotoğrafını gördüğümüzde de ‘emek’ güzellemeleri yaparız. Medya da bize böyle sunar zaten. Medyanın sunduğu güzellemeleri reddedememek de bizim huyumuzdur.

Şehir hayatına bu kadar alışmış olamayız. Köylerimizde, tarlalarda çalışan onlarca çocuğun var olduğunu fark etmemiş olmamız imkansız. Peki, onların 5-6 ay boyunca eğitim hayatlarından uzakta kaldıklarının farkında mıyız? ‘Ailelerinin yanında kalıyorlar işte, kendi yaşadıkları yerde tek başlarına kalamazlar herhalde.’ Evet evet, çoğumuz böyle deriz.

Mücadele etme yollarını bilmeyiz ve çoğu zaman da çalışan çocuklara olan duyarlılığımız onların birkaç adım ötesine geçtikten sonra biter. Yani bilmek de pek istemeyiz. Peki, mücadele etmek istersek hangi yolları izlemeliyiz?

Öncelikle bildirme yükümlülüğümüzün olduğunu söylemeliyim. Bildirimleri yapacağımız yerler: Alo 183, Cumhuriyet Savcılığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlığı. Sanırım çalışan bir çocuk gördüğümüzde yapmamız gereken en basit şey bildirmek. Bildirdikten sonraki aşamaları görevlilere bıraksak da olur.

Çocuk ile iletişime geçmek de doğru bir yol izlemediğimizde sakıncalıdır ama gerçekleri de yüzümüze çarpar. Anne-baba çalışacak durumdadır ama iş bulamıyordur, bu durumda İŞKUR ve Belediye Meslek Edindirme Kursları ile irtibat kurulabilir.

Anne-baba yaşlı/engelli bakımı için çalışamıyorsa Sosyal Hizmet Merkezi ve Alo 183, Gündüz Bakım Evleri ile iletişime geçilebilir.  Çalışabilecek herkes çalışıyor ve yeterli gelir sağlanamıyorsa yine Sosyal Hizmet Merkezi ve STK‘lerden yardım alınabilir. Kısacası bir sürü yolu var bunun.

Aileyi bilinçlendirmek çoğu zaman STK’lerin görevi gibi görünse de, biz yetişkin bireyler olarak çocuklara bir gelecek borçluyuz. Eğitim görme, barınma, beslenme ve hatta yaşama gibi temel haklarının karşılanması için bildirmekle sorumluyuz.

Çalışan çocuklar bu ülkenin kanayan yaralarından biridir. Yardım etmeye açık yeteri kadar kurum ve STK var. Tek görevimiz bunu doğru yerlere bildirmek. Hiç olmazsa ALO 183 aklımızın bir köşesinde bulunsun. Çocuklar, çocuk kalsın. Çocuk iş değil düş üretsin.

 

Endüstri devriminden itibaren çocukların çalışma yaşlarına ve koşullarına ilişkin düzenlemeler yapılmaya çalışılmıştır. Fakat ILO uluslararası bağlamda bu soruna yönelik sözleşmeler ortaya koymuştur. Bunlar, 1973’te işe giriş için asgari yaşa ilişkin 138 numaralı sözleşmelerdir.

1999 yılında 182 numaralı acil eylem sözleşmesinde çalışma yaşı asgari 15 olan çocukların ve 18 yaşına kadar çocukların tehlikeli işlerde çalışamayacağı ve çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin yasaklanması ve ortadan kaldırılması belirtilmektedir.

Ayrıca Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2002 yılında çocuk işçiliği konusunda farkındalığı artırmak amacıyla 12 Haziran’ı Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele günü ilan etmiştir.

Bugün de emeği sömürülen, işçi olarak çalışan dünya üzerindeki tüm çocukların görülmesini, yaşadıkları zorlukların farkında olunmasını, seslerinin duyulmasını amaçlıyoruz.

Biz Çorapsız Çocuklar Derneği olarak bu mücadelenin içerisinde yer almaktan dolayı çok gururluyuz. Bu mücadeleyi dünyanın tüm çocukları kazanacak.

+ yazı

İstanbul doğumlu, Medipol Üniversitesi Çocuk Gelişimi lisans öğrencisi. Çocuklar için çalışan birçok dernekte gönüllü. Çoçoder’de editör.

Ezra Zorba

İstanbul doğumlu, Medipol Üniversitesi Çocuk Gelişimi lisans öğrencisi. Çocuklar için çalışan birçok dernekte gönüllü. Çoçoder’de editör.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacaktır.