Çocuk İşçi Serbest Bölgesi
Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok yerinde çocuk işçiliği sıklıkla karşılaşılan bir durum. Dünyanın her yerinde insanlar bunu engelleyebilmek adına çalışmalar yapmışlar ve yapmaya da devam etmektedirler. Ben de bu konu hakkında araştırma yaparken daha önce pek duymadığım bir terim ile karşılaştım; “child labour free zone“. Öncelikle nedir bu “child labour free zone”? Türkçeye ‘çocuk işçi serbest bölgesi‘ şeklinde çevirebiliriz.
Çocuk işçi serbest bölgesi; herkesin ” Hiçbir çocuk çalışmamalı, her çocuk okulda olmalı.” düşüncesinde hemfikir olduğu köy veya çiftlik gibi alanlara denir. Bu alanlarda yaşayan öğretmenler, işverenler, köy liderleri, diğer yetişkinler el ele vererek çocukları işlerden alıp okullara yollamak için var güçleriyle çalışırlar. Fakirlik bahane olamaz, olmamalıdır. Herkes üzerine düşen görevleri yaparsa hiçbir çocuğun çalışmasına gerek kalmaz fikri ile hareket ederler.
Çocukların haklarını korumak ve savunabilmek için yerel yönetimlerle iş birliği içinde hareket ederler ve bu doğrultuda faaliyet yaparlar. Bu faaliyetlerden en önemlisi ise ebeveynlere, çocukların getireceği paraya ihtiyaç duymadan geçinebileceklerini göstermektir.
Bunun için ebeveynleri tasarruf ve kredi gruplarına katılmaya teşvik etmişler ve ayrıca gelir getirici faaliyetler düzenlemişlerdir. Ayrıca toplumu, çocukların en az 15 yıl örgün eğitim görmeleri hakkında bilinçlendirirler. 15-18 yaş arası çocuklara orta öğretimi veya mesleki eğitimlerini tamamlamalarında yardımcı olurlar. Böylece bu çocuklar ileride mutlu olabildikleri daha düzgün işlerde çalışabileceklerdir.
Bu fikrin kökeni Hindistan’a dayanmaktadır. Bu akımın ilk adımları 1992 yılında atılır. “MVFoundation“ isimli bir topluluk tarafından başlatılmış ve dünyanın pek çok yerine yayılmıştır. Bugün başta Hindistan olmak üzere Afrika ülkeleri, diğer Asya ülkeleri ve Latin Amerika’da varlığına rastlanmaktadır. Bugüne kadar 1 milyondan fazla çocuğu iş alanlarından çıkarmışlar, onların en temel haklarından biri olan eğitim haklarına ulaşmalarına yardım etmişlerdir.
Tamamıyla “çocuk işçi serbest bölgesi” oluşumunu incelediğimiz zaman, bu hareket için çalışan insanların aslında daha büyük bir hedefleri olduğunu da gözlemleyebiliyoruz. Yaptıkları bu çalışmalarla bir yandan çocuk işçiliğini azaltırlarken bir yandan da artık döngü haline gelmiş yoksulluk zincirini kırıyorlar. Kırılan bu zincir de toplulukların ve ülkelerin sosyal-ekonomik durumlarını sürdürülebilir bir şekilde iyileştirmelerini sağlıyor. En özeliyse milyonlarca çocuğa güzel bir gelecek vadetmeleri…
Büşra Yeşilyurt. 20 yaşında. Psikoloji öğrencisi. İstanbul'da yaşıyor.