Bir “Çocuk İşçi” Öyküsü

Bir “Çocuk İşçi” Öyküsü

0 Yorum

“Çocuk İşçi” olarak çalışan çocuklar nasıl hissederler, ne düşünürler? Empati kurmayı denedik bu yazımızda bir çocuğun muhtemel öyküsünü dikkate alarak. Umarız onları anlamamıza katkı sağlar…

“Ne kadar zor bir gün benim için bugün…Sabah erkenden uyandım, yollara düştüm mendil satabilmek için…Hava soğuk ve ben dışarıda çalışmak durumundayım…Oysa, okula gitmeyi isterdim sabah uyandıktan sonra…Eğitim almadan geleceğim olamaz ki…

Avukat olmayı istiyorum ben…Nasıl avukat olurum okula gitmem gereken zamanı mendil satarak geçirirsem? Ne kadar mendil satacağım acaba bugün? Umarım elimdeki tüm mendil paketlerini bitiririm. Bitiremezsem elimdeki tüm mendil paketlerini, bir ceza bekleyebilir beni evde…

Ya dışarıda karşılaştığım insanların gözlerindeki “acıma bakışı”? Hemen hepsinin gözlerinde şahit oluyorum bu bakışlara…Bana o kadar ağır geliyor ki… Neredeyse her “Mendil alır mısınız?” diye sorduğumda karşılaşıyorum bu durumla…Bir yandan destek olmak isterken, bir taraftan “kötü örnek” e katkı vermeme çabasındalar…İkilem içinde kalıyor çoğu insan, net!

Peki ya ailem? Ben katkı sağlamasam aile bütçesine, nice olur halleri…Yiyecek bile bulamayabilirim yardım etmezsem onlara…Yaşanan gerçekler var, ailem ekonomik olarak zor durumda…Beni dünyaya getirmişler hayırlı bir evlat olayım diye…Aile bütçesine katkı sağlamazsam “hayırlı evlat” olur muyum hiç?

Benim hayatım ne olacak? Tercih yapamayacak mıyım ben bir kere yaşanabilecek hayatıma ilişkin? Zorunda mıyım benim için seçilen bu hayatı yaşamaya? Dilim döndüğünce anlatmaya çalışsam düşünce ve duygularımı, hayattan beklentilerimi, faydası olur mu geleceğimi istediğim gibi kurma arzumun gerçekleşmesine? Yoksa boş bir çaba mıdır bu? Hiçbir zaman anlamayacaklar mıdır beni?

Sevgili arkadaşlarım… Ne kadar çok isterdim onlarla oyunlar oynamayı… Zamanım yok ki oyuna, sabahtan akşama kadar çalışıyorum… Paylaşmak istediğim o kadar çok düşünce ve duygu var ki arkadaşlarımla, dertleşmek istiyorum onlarla, ama ne kadar anlayabilirler beni bilmem ki? Zira onlar okula devam ediyorlar, çalışmıyorlar, çocukluklarını yaşıyorlar…Ne güzel bir ifade: “Çocukluğunu yaşamak”. Hasret kaldığım…”

Sizce de muhtemel değil mi, bir “çocuk işçi”nin yukarıdaki şekilde düşünce ve duygulara sahip olması?

Hiçbir nedenle eğitim ve sosyal hayatından, çocukluğundan, geleceğinden mahrum edilmemeli çocuklar…

+ yazı

Bahar Yeşim hukukçu; Uluslararası Hukuk ve Avrupa Birliği Hukuku alanlarında akademik çalışmalar yürütüyor. “İçsel Yolculuk”, “Dışavurum”, “Yansımalar” ve “Keşif” isimli yayımlanmış dört kitabı bulunuyor.

Bahar Yeşim Deniz Habibi

Bahar Yeşim hukukçu; Uluslararası Hukuk ve Avrupa Birliği Hukuku alanlarında akademik çalışmalar yürütüyor. “İçsel Yolculuk”, “Dışavurum”, “Yansımalar” ve “Keşif” isimli yayımlanmış dört kitabı bulunuyor.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacaktır.